Yasmina khadra etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Yasmina khadra etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Mart 2016 Çarşamba

Saldırı...

Ya o intihar bombacısı karınızsa?

Tel Aviv’in insan kaynayan restoranlarından birinde bir kadın, hamile elbisesinin altına gizlediği bombayı patlatır. Arap asıllı İsrailli Doktor Emin gün boyunca bu korkunç saldırının sayısız kurbanını ameliyat eder ve geç bir vakitte bitkin bir halde enin yolunu tutar. Ancak geçe yarısı onu acilen hastaneye çağırarak saldırıda paramparça olan bir cesedin karısına ait olup olmadığını teşhis etmesini isterler. Emin korkunç bir gerçekle yüz yüze gelir: Karşısındaki beden on beş yıllık karısı Sihem’ e aittir. Ve bundan daha acısı ise, eylemi gerçekleştirip onlarca insanın ölümüne neden olan intihar bombacısı da Sihem’dir…

‘’ Posta kutuda mektuplar vardı. Faturalar arasında küçük bir zarf dikkatimi çekti. Okumaya başladım:
‘ Mutluluk paylaşılmadıkça neye yarar Emin aşkım? Senin sevinçlerinin olmadığı yerde benim sevinçleri sönüyordu. Sen çocuklarımız olsun istiyordun, bense onları hak etmek. Vatanı olmayan hiçbir çocuk güvende değildir… Bana darılma. Sihem ‘ ‘’
Şimdiye dek 40 dile çevrilip milyonlarca satış rakamına ulaşan, Hollywood tarafından 2012 yılında sinemaya aktarılan hikâyesiyle taraflı tarafsız tüm eleştirmenlerden tam not alan ve bu başarısı ‘’ Cote Femme ‘’, ‘’ Booksellers ‘’  ve ‘’ Le Figaro Magazine’’ ödülleri ile taçlandırılmış olan Yasmina Khadra’nın ‘’ yürekli ’’ romanı Saldırı’yı bir solukta okuyacaksınız…

Bir pazar gününün sabahında başlayan Yasmina Kahdra okuma serüvenim Pazar akşamı bitecek kadar kısa biz zamanda bitti.Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Tanıtımında yazanlar ve kitabın aldığı ödüller kitabı olan merakımı artırmıştı.Büyük bir hevesle başladığım bu romanı dediğim gibi bir solukta bitirdim. Kitap dilli o kadar akıcıydı ki ne zaman başladım ne zaman bitirdiği anlamadım bile.

Öyküsü ilginçti bana göre. İsrail – Filistin savaşında direnen ile uyum salamaya çalışan ve daha hümanist olan bir kişinin çatışmalarını anlatıyordu. Kahramanımızın karısının intihar bombacısı olması sonrasında Doktor Eminin yaşadığı bu çatışmaydı. Hümanist bir insanın bir intihar bombacısı nasıl olunur, bu karara nasıl gelinir anlama çabasıydı.
Öykü bence iki bölümden oluşuyordu. Biri Doktor Emin’in İsrail’deki hayatı, arkadaşları ve karısının yaptıklarından sonra bu çevrede yaşadıklarından oluşuyor. Diğeri de geçmişi yani Filistin’de geçen bölüm ve burada karısının yaptıklarının anlama mücadelesini içeriyor.
Bence hikâyedeki sorunda bu iki bölümde oluyordu. Bir biri ile bağlantısı yok gibiydi. İlk bölümde geçen kişiler ikinci bölümde birden bir e yok oluyor ve ilk bölümde hiç bahsedilmeyen kişiler bunlar yerine hikâyeye giriyor. Ama öyküde hiçbir bağlantı olmadan birden bire. Ki benim öyküsü tam anlamı ile beğenme engel olacak biçimde. Ve hikâyenin içinde geçen Adil ile Emin arasında geçen karısı ile arasında bir şey olup olmamasını sorması, aldığı cevap sonrası hissettiklerini ben hikâyenin bütünü ile birleştiremedim. Ama hikayenin akıcı dille yazılmış olması benim öykünün bu devamlılık sorununu göz ardı etmemi ve kitabı okumaya devam etmemi sağladı.Ve bir Pazar günümü de yeni bir yazar tanıtı bana.

Peki, siz bu kitabı okudunuz mu?  Veya filmini izlediniz mi?
Görüşlerinizi benimle paylaşır mısınız?
Sevgiler…

Mutluluk, erdemliliğin ödülü değil erdemli olmanın ta kendisidir.
Erdem günümüz hayatında içi boş bir kavram, mutluluk ise maddi bir değer olsa da kitaptan bu alıntıyı yapmak istedim, erdemli kalmakta direnenler hatırına…